Dünyaya merhaba dediğimiz ilk andan itibaren, çevremizi
yavaş yavaş tanımaya, keşfetmeye başlarız.
Büyümeye başlayıp da, algılarımız arttıkça, tanıdığımız kişi
ve nesnelerin etiketlerini de, üzerine yapıştırıveririz. Bu güzel, bu çirkin,
iyi, kötü, tehlikeli,.. Biz etiketleme yaparken, bizim de üstümüze aynı hızda
yapıştırmalar başlar. Çok yaramazsın, ne akıllısın, uslu durursan istediğini
alırım. Yemeğini yemezsen oynayamazsın. Uzuun bir listemiz olur. Etiketlenen her
şey bilinçaltında sessizce bekler. Bizde, ailemizin ve çevremizin yarattığı şartlanmalarla, kendimize şekil
veririz. Yıllarla birlikte, olgunlaştığımızı zannederken, aslında çocuk
aklımızla oluşturduğumuz şeklin, yetişkin versiyonunu yaşarız. Günümüzde,
bilinçaltı korku kalıpları temizliği, çekirdek inanç temizliği diye internette,
orada burada çarşaf çarşaf gördüğümüz yayınlar, korku temizliği denilen olayı,
yine korkutarak yapar. Eyvah korkum varmış, temizlemem lazım:) Korkuyu
temizlemek için, yine korkuyu kullanmak beni biraz gülümsetiyor.
Sakin bir anınızda,
gözünüzü kapatıp, şuan bulunduğunuz
yaştan, gerilere, çook gerilere gitmeyi deneyin. Hatırlayabildiğiniz en küçük
yaşınıza gidin. Bulunduğunuz ortamı, o ortamda sizi mutlu eden olayları, mutsuz
eden olayları, tedirgin eden olayları düşünün. Ne yapıyordunuz? Anneniz, hangi
role büründüğünüzde size daha çok ilgi gösteriyordu? Babanız? Hangi
davranışları gösterdiğinizde babanızın ilgisini daha yoğun hissediyordunuz?
Aile tablonuzda, kimin hangi rolü vardı? Mutlu eden olaylar
kısmında, mutlu olmanızı sağlayan durum neydi? O durumda hangi hareketleriniz
mutluluk ve huzur duygusunu size yaşatıyordu? Aynı şekilde mutsuz ve tedirgin
olduğunuz durum ve hareketleri bugününüzle karşılaştırın. Bunu doğru tespit
ederseniz, ortak noktaları fark edeceksiniz. Bu farkındalıkla, şuan da hangi
olayları neden yarattığınızı, hayatınızdaki insanların görevlerini daha iyi
anlayacaksınız.
Göreceksiniz ki, şuan hayatınızda olan insanların sadece adı
değişmiş. Eskide varolan herkesin yerini bir başkası almış ve aynı rolü
oynamaya devam ediyor. Bu rollerden sıkıldım, artık bitsin durumunda iseniz,
kimin neyi neden yaptığını bilmeniz, fark etmeniz gerekli. Bu farkındalıkla istemediklerinizin
işine son verebilirsiniz:) Patron sizsiniz:)
Basit bir örnekleme yaparsak, küçükken babasının hep
kıymetli kızı olmuş kadınlar, yetişkin olduklarında kendi nazlarına tahammül
gösterecek erkeklerin yanında kendilerini daha mutlu hissederler. Burada
yaşadıkları duygu, çocukluktaki benzer durumun güncel versiyonu olduğu içindir.
Aynı şekilde annelerin kıymetli oğulları da, güçlü kadınları daha çekici
bulurlar. Kalıp aynıdır, kişiler değişir. Küçükken, korkunca annemizin eline
sıkıca yapışırız, büyürüz, korkunca yine bir eli tutmak isteriz. Bu kez
tuttuğumuz el annemizin değildir ama olay aynıdır. Öfkeli davranışların,
agresifliğin, içe kapanıklığın yada aşırı sosyalliğin kökenine indiğinizde,
ruhunuzun savunma mekanizmasını böylelikle çözümleyebilirsiniz. Bu şartlanmaların
farkına vardığınızda, güçlü bir arzuya sahipseniz, hayatınıza çektiğiniz
olayları ve kişileri de değişime uğratabilirsiniz. Doğaya bakın, yapraklar her
mevsim yenileniyor, bizler ağaçları buduyoruz, daha güçlü dalları olsun diye,..
Ayşe Sarı
ayse.sari74@gmail.com
“Herşey dün ile geçti
cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım”. Hz.Mevlana